Önemli Bilgi: Değerli takdir ve alkışlarınıza takım sonlandığında (saz semâîsi icrâ edildikten sonra) talibiz.
Mâhur Peşrev
Bestekâr : Gazi Girây Han (Tatar)
Makâm : Mâhur
Form : Peşrev
Usûl : Düyek
Mâhur Kâr
Bestekâr : Abdülkâdir Merâgî
Güfte Sâhibi: Hâfız-ı Şirâzî
Makâm : Mâhur
Form : Kâr
Usûl : Hafîf
Gül bî rûh-i yâr hoş ne-bâşed
Bî-bâde bahâr hoş ne-bâşed
Tarf-ı çemen ü hevâ-yı bûstân
Bî-lâle’izâr hoş ne-bâşed
Cân nakd-i muhakkar-est Hâfız
Ez behr-i nisâr hoş ne-bâşed
Sevgilinin güzel yanağı olmadan gülün ne anlamı var? Şarap olmadan baharın gelişi neye yarar? O lâle yanaklı sevgili olmadan kırlarda, gül bahçelerinde dolaşmak hevesine düşmek de ne demek? Ey Hâfız, can değersizdir! Böyleyken canı sevgiliye fedâ etmeye kalkman, sevgili yolunda can vermekten söz açman, ne abes iştir!
Mâhur Beste
Bestekâr : Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi
Güfte Sâhibi: Belirsiz
Makâm : Mâhur
Form : Beste (Murabba)
Usûl : Hafîf (12/8 değişmeli)
Ey gonce-dehen hâr-ı elem cânıma geçdi
Tîr-i sitemin her biri bir yânıma geçdi
Şimdi hele ey sabr ü tehammül sana yâ Hû
Bu mihnet ü gâm çâk-ı giryânıma geçdi
Ey gonca dudaklı! Elem okları canıma saplandı. Zulüm oklarının her biri acı dolu hâle dönüştü. Şimdi sabret ve dayan. Ey can dostum! Bu yürek sancısı gözyaşlarıma dönüştü.
Mâhur Ağır Semâî
Bestekâr : Ebû Bekir Ağa
Güfte Sâhibi: Belirsiz
Makâm : Mâhur
Form : Ağır Semâî
Usûl : Aksak Semâî (6/4 değişmeli)
Sarsam miyânın ey gül-iter yâsemen gibi
Sürsem hemîşe pâ-yine rûyim çemen gibi
Yaksın visâli amber edip cân ü teni
Dildâre varsa hayâl dahi yâre ben gibi
Ey taze gül! Yasemin gibi nazlı belini sarmak isterim; yüzümü daima ayağının dibindeki çimen zerresi gibi ezercesine sürmek isterim. Vuslatın amber kokusuyla içime işler, bedenimi yakar ve ben erir giderim. Sevdiğim yanımda ise, hayâli bile beni böyle yaralar.
Mâhur Yürük Semâî
Bestekâr : Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi
Güfte Sâhibi: Şeyh Gâlib
Makâm : Mâhur
Form : Yürük Semâî
Usûl : Yürük Semâî
Yine zevrak-ı derûnum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düştü
Reh-i Mevlevî’de (Gâlib) bu sıfatla kaldı hayrân
Kimi terk-i nam ü şâne, kimi i’tibâre düştü
İçimdeki sevinç bir kez daha paramparça oldu ve kenara savruldu. Taşlarla döşeli bu yola bir şişe dayanabilir mi, bilemiyorum. Mevlevî yolunda (Gâlib) bu nitelikler karşısında hayranlıkla kaldı. Bazıları şan ve şöhretini terk etti, kimileri ise itibârını yitirdi.
Mâhur Saz Semâîsi
Bestekâr : Refik Tal’at Alpman
Makâm : Mâhur
Form : Saz Semâîsi
Usûl : Aksak Semâî
SOLO ESERLER
Hicâzkâr – “Neden Gücendin Sen Bana”
Bestekâr : Muhlis Sabahattin Ezgi
Güfte Sâhibi: Belirsiz
Makâm : Hicâzkâr
Form : Şarkı
Usûl : Semâî
Solistler : Fatmagül Aykılıç – Batuhan Şahin
Neden gücendin sen bana
Sorsam sana ben acaba
Kusurum ne, ya suçum ne
Ne olur söyle sen bana
Diz çökeyim yalvarayım
Suçum nedir ben bileyim
Neden darıldın sen bana
Sebep nedir acep buna
Hicâzkâr – “Nolur Bir Ân Bana Olsan Vefâkâr”
Bestekâr : Mildân Niyâzî Ayomak
Güfte Sâhibi: Belirsiz
Makâm : Hicâzkâr
Form : Şarkı
Usûl : Düyek
Solist : Talha
N’olur bir ân bana olsan vefâkâr
Be hey zâlim, mürüvvetsiz, cefâkâr
Bulunmaz derdime başka devâkâr
Be hey zâlim, mürüvetsiz, cefâkâr
Mürüvvetsiz: İyilik bilmez
Sûzinâk – “Ellere Uzaktan Bak Bana Yakın Gel”
Bestekâr: Osman Nihat Akın
Güfte Sahibi: Kemâl Şâkir Yakar
Makâm: Sûznâk
Form: Şarkı
Usûl: Aksak
Solistler: Beril Saraloğlu – Yusuf Beşir
Ellere uzaktan bak bana yakın gel
Göğsüne menekşeler güller takın gel
Kalbimin üstüne yat cana yakın gel
Göğsüne menekşeler güller takın gel
Gazel:
Yoksun yine ben pür âteş-i aşkınla harâbım
Yıkıldı şimdi hasretinle gönül mihrâbım
Sensiz neyim ki? Bir hayâlim, çölde serâbım
Yıkıldı şimdi hasretinle gönül mihrâbım
Kürdîlihicâzkâr – “Gel Sen Bize Akşam Yine Mehtâb Görünsün”
Bestekâr : Mustafa Muzaffer İlkar
Güfte Sahibi : Belirsiz
Makâm : Kürdîlihicâzkâr
Form : Şarkı
Usûl : Semâî
Solist : Yusuf Beşir
Gel sen bize akşam yine mehtâb görünsün
Dök bağrıma zülfün, gece meltemle sürünsün
Kalbim yine aşkınla taşıp şevke bürünsün
Dök bağrıma zülfün, gece meltemle sürünsün
Nihâvend – “Unutmak Kâbil Mi Seni”
Bestekâr : Osman Nihat Akın
Güfte Sahibi : Osman Nihat Akın
Makâm : Nihavend
Form : Şarkı
Usûl : Curcuna
Solist : Ezgi Eyüboğlu
Unutmak kâbil mi seni? Ne mümkün!
Sizden ayrıldığım o simsiyâh gün
Gözleriniz gibi mavi şu deniz
Ne kadar özledim sizi bilseniz
Yaşamak şimdi bana azap oluyor
Her gün bir parça daha benzim soluyor
Aşkınızla bir gün ölürsem, evet
Atın mezarıma solgun bir demet
Kâbil: Kabûl edilebilir, mümkün
Nihâvend – “Mümkün Mü Unutmak Güzelim Neydi O Akşam”
Bestekâr : Rakım Elkutlu (Hoca Mehmet)
Güfte Sahibi : Rıfat Ahmet Moralı
Form : Şarkı
Usûl : Aksak Semâî
Solistler : Ezgi – Hakan
Mümkün mü unutmak güzelim, neydi o akşam
Rûyâ gibi, hülyâ gibi bir şeydi o akşam
İçtik kanarak bir ezelî meydi o akşam
Rûyâ gibi, hülyâ gibi bir şeydi o akşam
Nihâvend – “Bakmıyor Çeşm-i Siyâh Feryâde”
Bestekâr : Hacı Ârif Bey
Güfte Sahibi : Mehmet Sâdî Bey
Form : Şarkı
Usûl : Aksak
Solistler : Aydan Çibik – Mustafa Yüksel
Bakmıyor çeşm-i siyâh feryâde
Yetiş ey gamze, yetiş imdâde
Gelmiyor hançer-i ebrû dâde
Yetiş ey gamze, yetiş imdâde
O kara gözlü yâr çığlığıma bakmıyor. Ey nazlı bakışlım! Yardımıma yetiş. O hançer gibi bakışlar insâfa gelmiyor. Ey nazlı bakışlım! Yardımıma yetiş.
Gazel:
Gel ne korkarsın ecel sîmâ-yı zerdimden benim
Kurtar Allah aşkına dünyâyı derdimden benim
Sîmâ-yı zerd: Solgun yüz, sararmış çehre
Nikriz – “Servi Boylu İnce Belli”
Bestekâr : Erdinç Çelikkol
Güfte Sâhibi: Reşat Özpirinççi
Form : Çiftetelli
Usûl : Müsemmen
Servi boylu, ince belli
Tavrı mûnis, ince belli
Bu ne kıvrak çiftetelli
Raks ediyor ince belli
Gül yanaklı, gönce-femli
Pembe tenli, teni benli
Oynayalım senli benli
Bu ne kıvrak çiftetelli
Mûnis: İyi huylu
Nikriz – “Sen Bu Yaylalari Yayliyamazsun”
Bestekâr : Anonim
Derleyen: Cemile Cevher
Makâm : Nikriz
Form : Türkü
Usûl : Türk Aksağı
Sen bu yaylalari yayliyamazsun
Derindur gölleri boyliyamazsın
Oy ellerin kinalidur oyniyamazsun
Ağam var midur? Paşam var midur?
Seni bana met ettiler, asli var midur?
Dema nenene, dema nenene
Dersen nenene bizi koyar vereme
Nihavend – “Ah Şu Dağlar Zümrüt Misâl”
Bestekâr : Anonim
Güfte Sâhibi: Anonim
Form : Kanto
Usûl : Semâî, Aksak, Sofyan ve Nim Sofyan (Değişmeli)
Solist : Öykü Umay Kırmızı
Ah şu dağlar zümrüt misâl
Bülbülde yoktur asla mecâl
Bülbül, bülbül
Bu feryâda bahar sebeb
Bu efgânın goncaya hep
Bülbül niyâz eyler her ân
Gonca şefkât etmez bir ân
Gel ağlama ey bî-çâre
Başa geldi, âh ne çâre
Dilber bülbül âlem senin hayrânın
Hisâr Bûselik – “Dök Zülfünü Meydâne Gel”
Bestekâr : Tanbûrî Mustafa Çavuş
Güfte Sâhibi: Tanbûrî Mustafa Çavuş
Makâm : Hisâr Bûselik
Form : Şarkı
Usûl : Raks Aksağı
Solistler : Beyza Nur Hoşgör – Muhammed Mustafa Çalışkan – Sıla Çetin –İsmet Hakan Özdemir
Dök zülfünü meydâne gel
Sür atını ferzâne gel
Al daireni hengâme gel
Bülbül senin, gülşen senin
Yâr aman aman
Âşıkınam hayli zemân
Dil muntazır teşrîfine
Gel aman aman
Verdin cevab ünvân ile
Yaktın sînem sûzân ile
Müştâk sana bin cân ile
Bülbül senin, gülşen senin
Yâr aman aman
Âşıkınam hayli zemân
Dil muntazır teşrîfine
Gel aman aman
Kestin mi târ-ı ülfeti?
Kırdın mı câm-ı sohbeti?
Çektirme bâri firkâti
Bülbül senin, gülşen senin
Yâr aman aman
Âşıkınam hayli zemân
Dil muntazır teşrîfine
Gel aman aman
Birinci kıta:
Saçlarını salıp ortaya çık. Satrançtaki vezir gibi atını sürüp gel. Tefini alıp şenlik yerine gel. Bülbül de senin, gül bahçesi de senin.
İkinci kıta:
Cevâbını ünvân ile verdin. Kalbimi alevler gibi yaktın. Sana bin cânla özlem doluyum. Bülbül de senin, gülşen de senin.
Üçüncü kıta:
Dostluk bağını kestin mi? Sohbetin kadehini mi kırdın? Bâri ayrılık acısı çektirme. Bülbül de senin, gülşen de senin.
Nakarat:
Sevgilim, uzun zamandır aşığınım. Gönlüm senin gelişini bekliyor.
Gazel:
Gizlesem hem âşikâr kılsam da cânımsın benim
Kulun oldum bir nigâhından ki hânımsın benim
Dileğim rûyini seyrândır her ân ey mehveşim
Gördü göz sevdi gönül rûh-i cenânımsın benim
Zer-efşânım bende tâkât yoktur arz eylemeye
Sussa ağzım gözde âyân tek beyânımsın benim
(Aşkımı) Gizlesem de, gizlemesem de benim canımsın. Bir bakışınla kulun oldum; çünkü benim sultanımsın. Ey, ay gibi güzelim! Dileğim her ân senin yüzünü seyretmektir. Gözüm gördü, gönlüm sevdi; sen benim her şeyimsin. Ey göz kamaştıranım! Seni dile getirecek bile gücüm kalmadı. Dilim sussa bile gözüm seni anlatıyor. Çünkü sen benim tek gerçeğimsin.
Uşşak Nazîre – “Memo”
Bestekâr : Anonim
Güfte Sahibi : Anonim
Usûl : Curcuna – Türk Aksağı (Değişmeli)
Solistler : Ahmetcan Gediktaş – Şükran Bayburt – Pervin Ertan – Cihat Akkulak
Memo gelir sîne sîne
Hayrân oldum dîdesine
Kim kapılmaz cilvesine?
Anan öle, bacın köle, yâr da bizi verdi ele
Cevâhir taşı mısın?
Güzeller şâhı mısın?
Kapında kölen olam
Sen bana acır mısın?
Haydi gel geçti ömrüm
Aman gel geçti gece
Sormadın hâlim nice
Bugün bir keyfim var benim
Ayvaz mey doldur
Arada bir işretim var
Gülüm mey doldur
Seni Üsküdar’dan aldım
Seni misahrâya saldım
Çamlıbel’e yakın vardım
Ayvaz: Hizmetçi
İşret: Sohbet, muhabbet
Misahrâ (Mesahra): Gece gezmesi, dolaşma
Uşşâk – “Ne Yeşili Ne Siyahı (Yalan Yıllar)”
Bestekâr : Avni Anıl
Güfte Sahibi : Turhan Oğuzbaş
Form : Şarkı
Usûl : Düyek
Solist : Dilara Yakar
Ne yeşili ne siyahı, gözümde hep gözleri var
Seviyorum diye beni aldattınız yalan yıllar
Zaman olur kuş gibiyim, bir gün hazân bir gün bahâr
Aşkı sizden öğrendim, sevmediniz yalan yıllar
Oysa ben hep onu sevdim, bazen gülse bazen ağlar
Peteğime bal istedim, vermediniz yalan yıllar
Sabâ – Çok Âşığın Var Diyorlar
Bestekâr : Cengiz Onural
Güfte Sâhibi: Cengiz Onural
Makâm : Saba
Form : Şarkı
Usûl : Sofyan
Solist : Gamze Çimen
Yalan de, yeter bana
Bir sevdâ sözü fısılda
Hazırım inanmaya
Gönül hırsızı diyorlar
İnkâr et, yeter bana
Gözlerindeki cevâba
Korkuyorum bakmaya
Geceler uzun ve yalnız
Yoksun sabaha kadar
Düşümde bile günâhkârsın
Bunu kim hayra yorar?
Ardımdan deli diyorlar
Belki de yalan değil
Yanımda bile uzaksın
Nasıl dayansın gönül?
Çok âhlar aldı diyorlar
İnkâr et, yeter bana
Gözlerindeki cevâba
Korkuyorum bakmaya
Gerdâniye – ”Bahâr Olur Yaz Olur”
Bestekâr : Yesârî Âsım Arsoy
Güfte Sahibi : Yesârî Âsım Arsoy
Form : Şarkı
Usûl : Sofyân
Solistler : Ahmed Şükrü Işık
Bahâr olur yaz olur
Güzellerde nâz olur
Vefâlısı az olur
İşvelisi az olur
Yandım dilber elinden
Kurtar aşkın selinden
Öptüm saçın telinden
Sarsam ince belinden
Yakma dilber canımı
Yıkma dilber şânımı
Dağladın her yanımı
Kapladın her yanımı
Bu sevdâdan ölürsem
Helâl etmem kanımı
Hilâl gibi kaş olur
Yârda yürek taş olur
Âşıkta göz yaş olur
Sevgide göz yaş olur
Karcığar – “İskender Boğazı”
Bestekâr : Şarkis Sucuyan
Güfte Sahibi : Belirsiz
Makâm : Karcığar
Form : Türkü
Usûl : Aksak
İskender boğazı dardır geçilmez
Soğuktur suları bir tas içilmez
Sıva mıva kollarını sar boynuma
Çaydan geçelim güzelim doldur içelim
Ben yârimi gördüm civân yolunda
Altın saat kordon gezer boynunda
Sıva mıva kollarını sar boynuma
Çaydan geçelim güzelim doldur içelim
Kahveciler döver dümbür dibeği
Gelin hanım sallar küçük bebeği
Sıva mıva kollarını sar boynuma
Çaydan geçelim güzelim doldur içelim
Karcığar – “Çayıra Serdim Postu”
Bestekâr : Anonim
Güfte Sahibi : Anonim
Makâm : Karcığar
Form : Türkü
Usûl : Aksak
Çayıra serdim postu
Şu gelen kimin dostu
Gören maşallah desin
Kimin var böyle dostu
Kaşlarına gözlerine de
Yârin şirin sözlerine de
Çoluğuna çocuğuna da maşallah
Çayıra serdim minder
Yönünü bana dönder
Yönünü döndermezsen
Ayda bir mektup gönder
Kaşlarına gözlerine de
Yârin şirin sözlerine de
Çoluğuna çocuğuna da maşallah